YENİ GELİN

Geldim, konuk oldum evine
Çardak altı serin
Avlun yeni süpürülü, ıslak
Nane kokar
Yeşil soğan, sarmısak
Pencerende saksılar
Penceren kıraçlara bakar
Elinle mi diktin?
Sabah sefaları, gülhatmiler
Böyle güzel kokar...
Sedirde sıra sıra
Çağla çiçeği yastıklar
Üstünde pembe güller
Ve kuş sürüleri
İpekle mi işledin?
Böyle canlı ve serin
Seslensem uçacak
Koklasam solacaklar...
Yerde bir kilim
Kilimde huzur
Bağdaş kurmuş oturur
Sevdayla mı dokudun?
Böyle renk renk
Nakış nakış
Desen dere olup akacak
Sevda türkü olup tütecek...
Testide su
Tepsiyle üzüm getirdin
Üzümle bir olmuş
Taze kına kokar ellerin
Ekmeğini yeyip, suyunu içtik
Mutluca kal, yüzü güleç gelin
DAKTİLODAKİ BAHAR ŞİİRİ

Bahçedeki vişne ağacı
Çiçekten meyveye döndü
Daktilodaki bahar şiiri
İnat ediyor
YAK BİR CİGARA

Yürüsek bulur muyuz o havaları
Alkol almış, az üzgün
Bir sevdanın ilk günlerinde
Ürkütülmüş yalnızlığıyla güvercinlerin
Dağılan bir akşamın serinliğine
Kararsız nereye dursa şimdi
Hüzne eğik dallar
Mutluluktur ya bilinmez şimdi
Öğretir sonra gelen acılar
Ne zaman geçsek o köprülerden
Bir ufak rakı dönüşü köprülerden
Abanmış korkuluklara
Mırıldanırken o şiiri
-La Pont Mirebeau-
Dalıp gitmiş akan sularla sevdalara
Hey Apollinaire
Yak bir cigara
KIZ VE KİRAZ

Kiraz ağacındaki kız
Seker daldan dala
Kiraz devşirir
Dere boyunda ince ılgın
Salınır sağa sola
Savrulur etekleri
Sallanır iki yana
Kiraz moru memeleri
Açılır kapanır
Öpülse eriyip ağızda kalır
Kiraz çürüğü dudakları
Bir şarkıdır söylediği
Mavi bir sevda şarkısı
Hayır mavi değil
Ela bir şarkıdır söylediği
Kız basar
Dal ırgalanır
Yel eser kirazlar.
Yelde kız ve kiraz kokusu
Kız değil bre bu
Yürek üzgüsü
GÜZEL İKİNDİ

Eğerek mavi kirpilerini
Uğrun uğrun bakıp geçtin
Başımı döndürdü ergen gül kokun
Esrik bir hava estirdin
Gençlik günlerimden
Ne çıplak kuğu boynun
Ne körpecik ağzın
Kayan bir yıldız gibi geceden
İki mavi göz indi yüreğime
O kokulu güzel ikindiden