|
 |
|
www.siirlerim-net.tr.gg |
|
|
|
|
|
 |
|
Ahmet Ada |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
ÖZLENİRSİN SEVGİLİM

Ne kaldı, ne kaldı son güzden geriye
Sevgilim, beklemesini bilenim benim
Kar yağdı kirpiklerine
Kar sesi kuşattı çevremizi
Umutlar gibi birikti kar
Özlemler gibi birikti
Biliyor musun acılardan örülü
Sözcükler kaldı aramızda
Acıları tersyüz ettik
Yenildik, evet düpedüz yenildik
İçimize bıraktık kar sesini
Yeni bir ezgi üretecek olan
Çığlıklardan, kurumuş gözyaşlarından
Biliyor musun gülün kokması gecikecek
Bir kuş sesi gömleğine işlenecek
Çok eski bir gökyüzüyle birlikte
Orda burda söylenecek
Huma kuşunun göğsünde dinlendiği
Üşümüş, yorgun ama umutsuz değil
Canımın yongası, sevgilim, bir tanem
Ne kaldı, ne kaldı geriye acılardan
Eski alınteri, aşksız kaldı birçokları
Çocuklar kutup mavisi ağladı
Kimse artık hüzünleri anlatmasın
Ne vakti, ne yeri, ne bir anlamı kaldı
Güzelim, bir tanem, canımın yongası
Bir karanfilin suya eğilimi gibisin
Öylesin, özlenirsin, gel artık kar yağdı
Bize paylaşacak aldanmalar kaldı
HEP SENİ SEVDİM

Hep seni sevdim
Yaz kendini anlatırken yaprak yaprak
Günler ne çabuk akıp geçti sevgilim
Yüzyıllar geçti sanki aradan
Yollar yollar boyunca yan yana
Hangi yokuşu çıktıysam seninle
Kuşlar uçuştular saçlarından
Hep seni sevdim, silinmez izi
Sevimli şaşkınlıklarımın o yazdan
Kır kahveleri kuş sürüleri sonra
Konuşmadan oturduğumuz masa iskemle
Demli çay, demli çayın buğusu
O yaz daha mutluydu seninle
Senin mavi miydi ya kalbinin sesi
Bir saat gibi işlerken kendiliğinden
Yine buluştu gözlerimiz sevgiler üreten
O yaz seni ne çok sevdiğimi
Öğrendim bir akarsuyun sessizliğinden
Bulutlardan bulutlara çıkardım o yaz
Çiçekler suladım her günbatımı
Çocuklarla konuştum hüznü unutturan
Yalansız hilesiz sevdim seni
Çiçekler çocuklar ezgiler içinde
SEVGİLİ

Gitsem, gitsem, dargın ayrıldığım
Sevgilime bir mendil kiraz götürsem
Mutluluğun nice rengini
Yitirip de aradığım
Gençlik günlerimi
DELİKANLI

ben düşler tramvayına binerken şehrin
pırıl pırıl bir ay doğmuş olurdu dünyaya
hanem aydınlanır annem uyanırdı
babamın serçelenmiş ayakları saçılırdı
ufak tefek sokaklara
ben sokaklara borçluydum çocukluğumu
bolluk günleri miydi babamın elinde ay ışığı
bir de dolu file, dönerdi eve,
benim yakınımdaydı
ekmek parası, gökyüzünün teri, salıncaklar,
ben çekidüzen verirdim eski dünyaya
biraz umutsuz, az ironik, bir parça kırılgan
yağmuru bol kış akşamlarında
dip odalarda kısa pantolonlu aşık
bağbozumuydum ben duygularım karmakarışık
ben aşkla ödeşir düet sona ererdi
zambak gibi sözcüklerden oluşan
nasılsa yağmur yağardı tenha vakitlere
seke seke yürüyüşünden tanırdım
yağmuru, seni, baş dönmesi serüveni
yağmurun iplerinde törendi beyaz gemi
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
www.siirlerim-net.tr.gg |
|
|
|
|
|
 |
|
SAAT |
|
|
|
|
|
 |
|
HABERLER |
|
|
|
|
|
|
Bugün 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı! |